Ana içeriğe atla

Araştırma

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Hangi Türk boyundansınız? 665'ten fazla veri...

Hepimiz soyumuzu merak ederiz.  Bu konuda en eski ve en detaylı kaynak olan 'Divan-ü Lugat-it Türk'te Oğuz boylarının 24 tane olduğu ve bu boyların tamgaları (damgaları) ile ongunları (kutsal hayvan, boyu koruduğuna inanılan canlı, bir tür totem) anlatılmaktadır. Peki bizler 21. yüzyılın Türkleri olarak 10 asır önceki atalarımızı bulabilir miyiz?  Öncelikle gerek Türklerin göçebe bir kavim olması sebebiyle gerekse Osmanlı Devleti'nde ve diğer Türk devletlerinde nüfus kayıt sisteminin yeterli gelişmişlikte olmaması sebebiyle Türklerin kesin olarak soylarını bilmelerine imkan gözükmemektedir.  Aşağıdaki tablo bazı kayıtlara göre oba ve cemaat isimlerini belirtmektedir. Ancak yine de kültürün yaşayan bir şey olması bize ipuçlarını kullanma imkanı sunmaktadır. Hayatınızdaki doğru ipuçlarını bulursanız bir ihtimalle soyunuzun hangi Türk boyuna ait olduğunu da bulabilirsiniz. Yani belki kesin olarak soyumuzu bulamayız ancak tahmin edebiliriz.   Mesela

Çok Kültürlülüğün İflası

Fransa’dan Almanya’ya, Avusturya’dan Hollanda’ya, ana partiler, kendi kültürel ve tarihi kimliklerinin gururu içinde, artık göçmenlerin ev sahibi ülkelerin kültürel değerlerine uyum sağlaması gereken misafirler olduğunu vurgulamayı kabul edilebilir buluyor. Aşırı sağın Avrupa çapında güttüğü politika, bize ‘makul’ bir göç-karşıtı siyaset ihtiyacı aşılıyor . Romanların, ya da Çingenelerin, kısa zaman önce Fransa’dan sınır dışı edilmesi tüm Avrupa’dan tepki topladı –hem liberal medyadan hem de sadece sol kesimden olmayan en üst düzey politikacılardan. Fakat sınır dışı edilme süreci devam etti ve bu, Avrupa siyasetini oluşturan buzdağının sadece görünen kısmı. Bir ay önce, sosyal demokratlara yakınlığıyla bilinen banka müdürü Thilo Sarrazin’in yazdığı bir kitap Almanya’da kargaşa yarattı. Kitabın tezi, çok fazla sayıdaki göçmenin kültürel kimliğini korumasına izin verildiği için Alman milli kimliğinin tehdit altında olduğuydu.  Germany Does Away with Itself  isimli kitabın o

Değişen Ortadoğu ve İstanbul Tehlikesi!

" İstanbul Ülkeyi Çökertecek:  İstanbul ülkeyi çökertecek.  İstanbul'un başını alıp gitmesi, kalkınmaya engel noktaya ulaştı. İstanbul ulaştığı megalopolis boyutlarıyla, ülkenin vücudunun taşıyamayacağı bir koca kafa haline dönüşmüştür. Bu büyüme, ülkeye yayılması gereken çağdaş davranışların, teknolojinin önünü kesiyor. Halkı ve işverenleri kendine çekip, çağdaş etkinlikleri inhisarına alıyor (Doğan Kuban burada, büyük projelerin İstanbul'u merkeze alarak hayata geçirilmesini eleştirmektedir. Gerçekten de ülkenin tüm ileri teknolojik yatırımları İstanbul'da toplanıyor. İstanbul, nüfusu ve teknolojik yatırımları kendine çeken bir anafora dönüşüyor). İstanbul'un Büyüme Nedeni Sanayileşme Değil, İnşaat:  İstanbul, her zaman bir çekim merkezi olacaktır. Fakat ülkeyi ekonomik olarak çökertmesine imkân vermemek gerekir. Günümüzde o sınıra ulaştık. Türkiye'de kente göç sanayileşme geliştiği için gerçekleşmemektedir. Kentlere göç yapılaşmanın (inşaatın) üret